Agiss Burun Bandı

Siyah noktalar hemen hemen hepimizin problemi. Çeşitli cilt bakım ürünleri ve bantlarla bunlara savaş açıyoruz. Ama bazı ürünler ne yazık ki bu konuda çok da iyi performans gösteremiyor. Ben daha önceleri cilt bakım ürünlerinin yanısıra haftada bir defa da Bim marketlerinde satılan Ritüel De Beaute markasını kullanıyordum. Aslında memnundum da. Ta ki Agiss'in burun bantlarıyla tanışana kadar.

Daha önceleri Agiss markasının burun bantları olduğunu bilmiyordum. Yaz başı gibi Bim'den markanın ağda makinası olan bir setini aldım ve bunu instagram hesabımdan paylaştım. Bu paylaşımım sayesinde de markayla görüşmelerimiz oldu. Hatta birlikte bir çekiliş de düzenledik. Çekilişi düzenlemeden önce marka bana denemem için bir set gönderdi. Bu setin içerisinde burun bantları da vardı. Bu sayede bu ürünle tanışmış oldum.

Agiss Burun Bandı

İlk denememden itibaren de başka bir ürün deneme ihtiyacı hissetmedim. Bant burun üzerimdeki tüm siyah noktalardan kurtulmamı sağladı. Üstelik önceden haftada bir bu işlemi yaparken artık 2 haftada bir yapıyorum. Bandı uyguladıktan sonra burnumun üzeri o kadar temiz ve pürüzsüz oluyor ki  1 - 2 gün elim sürekli burnumda geziyorum😊

Bandın kullanımı oldukça basit. Zaten daha önce bu tarz bir ürün kullandıysanız bilirsiniz. Ama ben bilmeyenler için de kısaca anlatayım. Temiz cildinize uyguluyorsunuz bandı. Uygulamadan önce yapıştıracağınız alanı güzelce ıslatıyorsunuz, daha sonra elleriniz kuru iken burnunuza bandı hafifçe bastırarak yapıştırıyorsunuz. Bandı burnunuzda 10 - 15 dakika ya da bant tamamen kuruyana kadar bekletiyorsunuz. Ardından kuruyan bandı yavaşça burnunuzdan çıkarıyorsunuz. Bu işlemi yavaş yapmazsanız bantta bulunan yapışkan madde burnunuzun üzerinde kalabilir. Bandı çıkardıktan sonra, tüm yüzünüzü her zaman kullandığınız toniğinizle silip, diğer bakım ürünlerinizi uygulayabilirsiniz. Bant her cilt tipinin kullanabileceği bir ürün.

Eğer sizlerde bu bandı denemek isterseniz A101 ve Bim marketlere dönem dönem geliyor. Marketlerin indirim kataloglarına göz atmanızı tavsiye ederim. Markanın diğer ürünlerini görmek isterseniz de buraya tıklayarak instagram hesabını inceleyebilirsiniz.



Diana Monroe Fondöten

Bugün yağlı ve karma ciltlerin çok seveceği bir fondötenden bahsedeceğim size. Ama öncelikle markayı kısaca tanıyalım ne dersiniz? Diana Monroe markası, kozmetik sektörünün çok eski ve köklü firmalarından biri olan 7 Renk Kozmetik San. Tic. Ltd. Şti nin oluşturduğu markalardan biridir. Firmanın diğer markaları ise Colleen ve Glen'dir.

7 Renk Kozmetiğin piyasaya sunduğu ürünleri arasında ruj, maskara, lipgloss, likit ruj, dipliner, eyeliner, fondöten, concealer, pudra, allık, terracotta allık ve terracotta pudra yer almakta.

Benim firmayla tanışmam ise, etkinlik döneminde firma araştırması yaparken oldu. Markanın instagram hesabıyla iletişime geçerek kendileriyle tanıştım ve bizlere etkinliğimizde sponsor olmayı kabul edip, ürünlerinden güzel bir set gönderdiler. Bugün ben tüm seti değil sadece göndermiş oldukları fondöteni anlatmak istiyorum sizlere. İlerleyen zamanlarda da diğer ürünlerinden bahsedeceğim.

Diana Monroe Mat Fondöten

Diana Monroe mat fondöten;

  • Ürün 50 ml. ve kullanım süresi 24 ay.
  • Mat bitişli bir fondöten. Bu nedenle yağlı ve karma ciltlerin çok seveceği bir ürün kesinlikle.
  • Kuru ciltler bu ürünle pek anlaşamayabilir. Fakat yine de bu tarz bir fondöten kullanmayı istiyorsanız, cildinizi hem nemlendiricinizle iyice nemlendirip, hem de nemlendirici bir baz uygulayarak kullanabilirsiniz.
  • Vitamin E ve vitamin C içeriyor. Ayrıca temiz içeriğe sahip. İçerisinde paraben yok.
  • Ortadan yükseğe doğru bir kapatıcılığı var.
  • Fırçayla uygulandığında orta kapatıcılığa sahipken, nemli süngerle uygulandığında kapatıcılığı daha az.
  • Daha yoğun kapatıcılık istenirse; ürün miktarı arttırılarak uygulanabilir. Fakat ilk kat fırçayla uygulandıktan sonra, bir süre cilde ürünün oturması beklenip, ikinci kat uygulanırsa ve ardından nemli bir süngerle üzerinden geçilirse, hem daha kapatıcı olur, hem de maske gibi durmaz.
  • Fondötenin kalıcılığı da gayet iyi. 6 ila 8 saat arası sorunsuz kalıyor. Ama gün sonunda bir miktar parlamaya neden oluyor. 
  • Biraz çizgilere doluyor gibi. Mimik çizgilerinize dolmaması için o bölgeleri transparan bir pudra ile sabitlemek etkili olacaktır. Bu ayrıca T bölgesi gibi yağlanmaya müsait alanlarında parlamasına engel olacaktır.
  • Yüzde yapış yapış bir hissi yok. Ama telefona bulaşabiliyor.
Benim bu fondöten hakkındaki deneyimlerim sonucu fikirlerim bu şekilde. Genel olarak ürünle sorun yaşamadım. Oldukça sevdiğim bir fondöten oldu ve bittikçe alınacaklar listemde yerini aldı bile.

Markanın diğer ürünleri hakkında bilgi edinmek ya da satın almak isterseniz online sitesinden tüm ürünlerine ulaşabilirsiniz. Online sitesine ulaşmak için burayı tıklayın lütfen.




Bitenler

Biliyorsunuz bir dönem biten ürünlerimi ay ay yazıyordum. Fakat sonra uzun bir süre buna ara verdim. Daha sonra ise benim de bu tarz yazıları okumaktan keyif aldığım gibi, sizlerinde keyif aldığını görünce tekrar yazmaya karar verdim. Ama eskisi gibi ay ay yazmak yerine biriktikçe yazacağım.



Bu ara öyle çok ürün bitirememişim. Tabi bunun en büyük sebebi de yazın çok fazla seyahat etmek. Çünkü insan hem valizinde çok fazla ürün taşımak istemiyor, hem de taşısa bile evinde olduğu kadar düzenli kullanamıyor. Ne yazık ki yazın cilt bakımında da şaşmalar olabiliyor. Neyse ki sonbahar geldi ve yavaş yavaş evlerimize çekildik. Neyse sanırım lafı çok uzattım 😊 Asıl konumuza dönelim.

Domol Islak Temizlik Bezi
İlk ürünüm bir temizlik ürünü. Rossmann mağazalarında satılan Domol markasının bu ıslak mendil benzeri temizlik bezlerini sanırım daha önce görmüşsünüzdür. Bu bezlerin limonlu ve elmalı olarak 2 çeşidi var. Ben elmalısının kokusunu daha çok sevdiğimden bunu tercih ettim. Bu temizlik bezleri genel temizlik için kullanılıyor ve bence oldukça pratik bir ürün. Özellikle toz alırken büyük kolaylık sağlıyor. Ama dilerseniz mutfak, banyo ve tuvaletlerde de kullanabiliyorsunuz. Ben birkaç kere banyo lavabolarında da denedim. Hiç de fena değildi. Pakette 50 adet ürün var ve çok çabuk bitmiyor. Rossmann'a bir daha ki gittiğimde stoklu almayı planlıyorum. Eğer daha önce denemediyseniz bir tane alıp deneyin derim. Ne kadar pratik olduğunu görünce siz de benim gibi stok yapmayı düşünebilirsiniz.

Palmolive Duş Jeli ve Koleston Color Concealer

Madem mutfak, banyo dedik o zaman yine banyo ürünleriyle devam edelim. Bu sefer kişisel temizlik ürünlerinde sıra. Palmolive markasının duş jelinden başlayalım.

Ürün 500 ml. ve bu yüzden bitirmek epey uzun sürdü. İçeriğinde makademia yağı ve şakayık özleri var. Sabun içermiyor. Bu nedenle de cildinizi kurutmadan temizliyor. Fakat öyle duş sonrası yumuş yumuş bir cilt de beklemeyin. Bu konuda en iyi duş jelleri kesinlikle Le Petit Marseillais'ninkiler. Kokusu çok güzel ama duştan sonra çok uzun süre kalmıyor maalesef. Genel olarak sevdim diyebilirim. Ama bu konuda farklı ürünler kullanmayı sevdiğimden yakın zamanda tekrar almayı düşünmüyorum. Ama şöyle güzel bir indirimde denk gelirsem alırım.

Koleston Color Concealer;

Bu ürünü aslında saç boyası ararken buldum. Üzerinde yeni çıkan beyazlarınızı kademeli olarak kapatır yazdığını görünce ve saçlarım çabuk uzadığı için beyazlarım çabuk belli olduğundan güzel bir ürün gibi geldi. Eğer işe yararsa daha uzun aralıklarla dip boyası yaparım diye düşündüm.İçeriğinde argan, hindistan cevizi ve makademia yağı var.Yanlış hatırlamıyorsam 3 farklı saç tonu için farklı ürünü vardı. Ben çikolata rengini aldım.Bu ürün bildiğiniz saç kremi gibi aslında. Tek farkı ise renkli bir saç kremi olması. Yani pigmentli saç kremi.Saçınızı şampuanladıktan sonra, tıpkı saç kreminizi uygular gibi bu kremi uyguluyorsunuz. Saç kreminden farklı olarak dipten uca kadar uygulanıyor. Böylece her yıkamada biraz daha beyazlarınızı kapatmayı vaat ediyor. Fakat ne yazık ki bunu başaramıyor. Saçlarınızı çok güzel yumuşatıyor. Duştan sonra yumuşacık, ipek gibi oluyor saçlar. Ama beyazlara hiçbir faydası yok. Bir daha kesinlikle almayı düşünmüyorum. Kısacası dip boyasına mecburen devam😊



Öyle görünüyor ki bu aralar en çok saç ürünü bitirmişim. Elseve'in Mucizevi Bakım Yağını bilmeyen yoktur artık sanırım. Benim ilk çıktığı zamandan beri severek kullandığım bir yağ. Kaçıncı şişem bitti bilemiyorum. Şu ara farklı saç ürünleri kullanıyorum. Ama elimdekiler bitince mutlaka geri dönerim ona yine.

Yine çok severek kullandığım ve sanırım üçüncüsünü bitirdiğim bir saç ürününde sıra. Gratis'lerde satılan İnecto markasının saç serumu beni kendisine aşık etti diyebilirim. İlk bakışta çok küçük gibi gelse de gözüme uzun süre yetiyor ürün. Çünkü elinize çok çok az miktarda ürün alıp tüm saçınıza rahatlıkla yedirebiliyorsunuz. Duştan çıktıktan sonra saçlarımın nemini biraz alıp ardından bu serumdan az bir miktarı saçıma güzelce yedirip, saçlarımı öyle tarıyorum. Tarak adeta saçlarınızdan kayarak iniyor. İçeriğinde organik hindistan cevizi yağı var. Kuru ve yıpranmış saçlar için olan serum, elektriklenmeyi ve kabarmayı da önlüyor. Şimdiye kadar denemediyseniz mutlaka deneyin. Çok seveceğinize eminim.

Son saç ürünüm ise Rossmann'larda satılan Isana markasının saç spreyi. Normalde deniz tuzu spreyi kullanmayı seviyorum. Saç spreyleri sanki saçlarımı aşırı sertleştiriyor gibi geliyor. Ama Isana'nın bu spreyini denemek için seyahat boyunu aldım ve hiç de pişman olmadım diyebilirim. Spreyin 1 den 5 e kadar sertlik seviyesi var. Bendeki 4 numara. Ama öyle kazık gibi yapmıyor saçları. Gerçi ben zaten çok az sıkıyorum. Sadece bir kere topuzumun bozulmaması için çok sıktım. Onda da saç şeklimi iyi korudu ama aşısı sertleştirmedi. Bu ara farklı bir markanın spreyini deniyorum. Eğer beğenmezsem buna tekrar dönebilirim.


Şimdi bir sevdiğim, bir sevmediğim, bir de sevip sevmediğime emin olmadığım ürünlere geldik. 

Superdrug asetonsuz oje çıkarıcısı; oje çıkarma konusundan gayet başarılı. Tırnaklarınıza zarar vermeden ojelerinizi temizlemeyi iddia ediyor. Ama bence o kadar da zararsız değil. Başta oje çıkarmada etkili olduğu için sevmiştim. Ama zamanla tırnaklarımı ojeyi çıkarırken sanki soyuyormuş gibi hissettim. Ne zaman bu asetonla çıkarsam ojeyi tırnaklarım cansız ve soluk görünmeye başladı. O nedenle sevemedim. 

Colgate Optic White; hakkında uzun uzun yazmayacağım. Çünkü neredeyse her bitenlerimde bir tane var. Her seferinde çok sevdiğimi söylüyorum. Çünkü şimdiye kadar denediğim hiçbir macun dişlerimi bunun kadar beyazlatmayı beceremedi. Bir umut ve meraktan başka markalar denesem de arada, her zaman buna geri dönüyorum.

Isana markasının hydro booster göz kremi konusunda biraz kararsızım. Aslında blogda daha önce bu üründen bahsetmiştim. Sevmediğimi asla söyleyemem. Jelimsi bir yapıda ve göz çevresinde yağlı bir his bırakmadan güzel nemlendiriyor. Serinletici bir etkisi de var. Özellikle yazın bu serinletici etkisi çok iyi geliyor. Gözlerim hassastır çok kolay yanar ve bu krem hiç yakmadı. O konuda da başarılı bence. Kuru bir göz çevreniz varsa sevmeyebilirsiniz. Benim göz çevrem çok kuru değil ve bana verdiği nem gayet yeterli. Makyaj altında da kullanılabilen bir krem. Benim tek sorunum bir süredir göz altlarımda morarmalar oluştu ve bu krem maalesef ki bu duruma etki etmedi. O nedenle yeni ürün arayışına girdim. Şu ara başka bir markanın ürününü deniyorum bakalım ondan memnun kalacak mıyım morluklar konusunda. Kısacası göz çevrenizde koyu halka sorununuz ve aşırı kuruluk şikayetiniz de yoksa bu kremi seversiniz.

Yine uzun bir yazı oldu. Sanırım fazla gevezelik yaptım. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın...



Rosense Bakım Seti

Selam arkadaşlar bugün yine etkinlik sponsorlarımızdan olan Rosense markasıyla geldim. Rosense, gülden çeşitli cilt bakım ürünleri imal eden bir Isparta firması. Bugüne kadar ki ilk blogger etkinliği sponsorluğunu da bizlere yapmış olduklarından dolayı benim için ayrıca önem taşıyan bir firmadır. Zaten ürünlerini de merak ediyordum. Etkinlik vesilesiyle tanışmamız ayrıca güzel oldu. Ben ki gülsuyu sevmem, gül kokusu olan ürünlerden hoşlanmam diyen biri olarak kesinlikle bu ürünler sayesinde fikir değiştirdim.





Bizlere birbirinden güzel 5 üründen oluşan bir set hazırlamışlardı. Etkinlik bitiminde eve gittiğimde ilk denediğim ürünler oldu bu setin içindekiler. Uzun zamandır deneyimlediğim için artık fikirlerimi detaylı olarak anlatabileceğim sizlere.



Rosense Temizleme Köpüğü ve Gülsuyu


İlk olarak Temizleme Köpüğü ve Gülsuyundan bahsedelim. 


  • Rosense Temizleme Köpüğünün içerisinde gül yağı,gliserin ve pantenol var.
  • Ürün 200 ml. ve 12 ay kullanım süresi var.
  • Tüm cilt tiplerine uygun diyor ki, bence bu doğru. Cildim kuru - karma bir yapıya sahip ve yüzümü bununla temizlerken ne kuru olan yanaklarımda aşırı bir kuruma ya da gerilme, kızarıklık vs. hissettim, ne de yağlı olan T bölgemde yağlı bir his. T bölgemdeki sebumu çok güzel temizlerken, yanaklarımda da hassas bir temizlik sağlıyor.
  • İçeriğinde sabun yok. Zaten bu nedenle yüzünüzü temizlerken cildinizi kurutmuyor.
  • Paraben içermiyor.
  • Ama bir miktar parfüm içeriyor. Beni parfüm rahatsız etmez ama, sizi rahatsız ediyorsa, koku hassasiyetiniz varsa ürünün kokusuna bakıp öyle kullanmanızı tavsiye ederim. Ama bu öyle buram buram bir parfüm değil, bildiğiniz gülsuyu kokusu.
  • Elinize bir miktar köpük alıp tüm yüzünüzü masaj yapar gibi ürünle yıkadıktan sonra su ile durulamanız yeterli. Ben yüzümü biraz ıslattıktan sonra, 3 pompa kadar ürünü alıp, yanaklarıma Miniso'nun yüz temizleme fırçasıyla uygulayıp daha sonra yıkıyorum.
  • Sabah ve akşam cilt temizliğinizde kullanabilirsiniz.
Gülsuyuna gelecek olursak;

  • Ürün 300 ml. ve 12 ay kullanım süresi var.
  • %100 doğal gülsuyu. Taze gül yapraklarının distilasyonundan elde edilmiş. Hiçbir katkı maddesi içermiyor.
  • Ben bu ürünü buzdolabında saklıyorum. Zaten bize ürün açıldıktan sonra buzdolabında saklanması gerektiği söylenmişti. Hiçbir koruyucu ya da katkı maddesi içermediğinden, bozulmaması için buzdolabında saklanması gerekiyormuş.
  • Cildimi temizleme köpüğü ile temizledikten sonra gülsuyunu bir pamuğa döküp tüm cildimi tonik uygular gibi siliyorum. Özellikle yazın dolaptan çıkarıp uygulamak çok iyi geliyor.
  • Siz dilerseniz doğal kil ile gülsuyunu karıştırıp maske olarak da kullanabilirsiniz. Cildinizi çok güzel temizleyen bir maske oluyor.
Rosense Peeling ve Nemlendirici Maske

Rosense Peeling;

  • Ürün 100 ml. ve kullanım süresi 12 ay.
  • İçeriğinde gül yağı, papatya özü ve kayısı çekirdeği partikülleri var.
  • Kokusu inanılmaz güzel. Kayısı ile gülün birleşimi gibi. Anlatması biraz zor. Ama kokusu bile insanı temiz hissettiriyor.
  • İçeriğindeki kayısı partikülleri çok büyük ve sert değil. Oldukça yumuşak ve cildinizi çizmeden güzelce temizliyor. Ciltte hiçbir hassasiyete neden olmadan tüm yüzünüzü ve dekolte bölgenizi bu peelingle temizleyerek ölü derilerden ve siyah noktalardan kurtulabilirsiniz.
  • Ben peelingi duşta kullanıyorum. Sıcak su ve buharın etkisiyle açılan gözeneklerim, peelingle de güzelce temizleniyor. Duş sonrası tertemiz, pürüzsüz ve yumuşacık bir cilt hissi yaratıyor.
  • Haftada 1 - 2 defa kullanmanız yeterli. Ama günlük temizleyici olarak bile kullanılabilecek yapıda bence.

Rosense Nemlendirici Maske;

  • Ürün 100 ml. ve kullanım süresi 12 ay.
  • İçeriğinde gül yağı, salatalık ve papatya özü var.
  • İçeriğindeki gül yağı ve vitaminler cildinize ihtiyaç duyduğu yoğun nemi sağlarken, papatya ve salatalık özleri de ciltte kuruluktan dolayı belirginleşen çizgileri hafifletiyor. Ciltte hava koşullarıyla oluşan tüm hassasiyeti de yatıştırıyor.
  • Cildinizin nem oranını dengelerken; parlak, canlı ve daha duru görünmesini sağlıyor.
  • Ayrıca cilde derinlemesine nüfuz ederek, tıkanmış gözenekleri açıp, daha rahat nefes almasını sağladığını da iddia ediyor.
  • Özellikle yazın tatil sonrası cildimiz daha fazla neme ihtiyaç duyuyor. Hazır sonbahar da gelmişken bu maske ile yazın cildinizde oluşan tüm nemsizliği giderebilirsiniz. Ayrıca sonbahar ve kış aylarında da, soğuk havanın etkisiyle yine neme ihtiyaç duydukça bu maske cildinizi yatıştıracaktır.
  • Cilt tipiniz ne olursa olsun kesinlikle nem maskesi kullanmanız gerekir ki, cildinizde erken yaşlanma belirtileri oluşmasın.
  • Kuru ciltler haftada 2 - 3 defa kullanabilir. Yağlı ve karma ciltler de ihtiyaçlarına göre haftada 1 - 2 kullanabilir.
  • Temizlenmiş yüzünüze ve dekolte bölgenize ürünü masaj hareketleriyle yediriyorsunuz. Durulanmayan bir maske bu. Eğer cildiniz kuru ise maske cilt tarafından emildikten sonra dilerseniz bakım rutininizdeki nemlendiricinizi uygulayabilirsiniz. Ama karma ve yağlı ciltlerin maskeden sonra ekstra nemlendirici ihtiyacı olmuyor. Maskeyi banyodan sonra uyguladığınızda etkisini daha fazla görebiliyorsunuz. 

Rosense Nemlendirici El Kremi
Ve geldik setimizin son ürünü olan el kremine;


  • Bu ürün 75 ml. ve yine kullanım süresi 12 ay.
  • İçeriğinde yine gül yağı var. Bunun yanı sırada E ve B5 vitamini ile gliserin var.
  • İçeriğindeki gliserin, E ve B5 vitaminleri cildi besleyerek yumuşatıp, doğal nem dengesine kavuşturmayı vaat ediyor.
  • Dış etkilerden koruyup, cildin su tutma kapasitesini arttırarak nem kaybını önlemeye yardımcı oluyor.
  • Her cilt tipine uygun.
  • Özellikle kolay kuruyup, çatlayan ellere sahipseniz bu kremi çok seversiniz.
  • Yine diğer ürünleri gibi çok güzel bir kokusu var.
  • Biraz yoğun yapılı bir krem ama cilt tarafından emilimi kolay. 
  • Uyguladıktan bir süre sonra yağlı his yerini yumuşaklığa bırakıyor. Ellerinizi yıkadıktan sonra bile bir süre hala etkisi devam ediyor.
  • Ben bu ürünü kışın daha çok severek kullanacağıma eminim.

Oldukça uzun bir yazı oldu. Umarım buraya kadar sıkılmadan okumuşsunuzdur. Tüm ürünleri mümkün olduğunca detaylı anlatmak istedim ki, aklınızda soru işaretleri kalmasın. Ama unuttuğum ya da eksik kaldığını düşündüğünüz konular varsa yorumlarda sorabilirsiniz. 


Anlattığım tüm ürünler ve daha fazlasına Watsons'lardan, bazı eczanelerden ve markanın kendi online sitesinden ulaşabilirsiniz.

Farmasi Ürün Deneyimim

Uzun zamandır sürekli Farmasi markasının ürünlerini görüyordum. Ama bir türlü deneme fırsatım olmamıştı. Daha doğrusu bir türlü sıra gelmemişti 😊 Yazın ortaları gibi sanırım instagramda bir çekilişe katıldım ve hayatımda ilk defa kazandım. Bu çekiliş sayesinde de bu üç Farmasi ürününü deneme şansım oldu.

Farmasi Çekilişinden Kazandıklarım

Açıkçası ürünlerin üçünü de çok beğendim. Size de fikir olması açısından ürün deneyimlerimi paylaşmak istedim.

Farmasi Metallic Up To 7 Days Oje


Öncelikle yaz boyu neredeyse tırnaklarımdan çıkarmadığım metalik ojeden bahsedelim. Bu Farmasi'nin metalik serisinden olan ve isminden de anlaşıldığı gibi 7 gün kalıcı olduğunu iddia eden ojeyle çok iyi anlaştık. 

  • Sürümü kolay
  • Tek katta tırnağı kapatıyor, ikinci kata hiç gerek yok.
  • 7 gün kaldığını söyleyemem hiç o kadar tutmadım tırnaklarımda. Ama sürekli denize girip çıkmama ve duş alıp, el yıkamama rağmen 3 - 4 gün kaldı.
  • Metalik yansıması da gayet güzeldi. İster tek başına, isterseniz başka renklerle nailart çalışmalarınızda rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Farmasi Hydravite Fondoten

Daha önce instagramda Farmasi'nin Bb ve Cc kremlerini defalarca görmeme rağmen bu fondotenini hiç görmemiştim. Çekilişte bile pek dikkat etmemiştim. Zaten bana çıkmaz diye 😊 Kargo elime ulaşınca ise fondöteni ilk defa gördüm. Açıkçası ilk önce de renginin koyu olmasından dolayı pek denemeyi istemedim. Çünkü bana fazlasıyla koyu gelmişti. Fakat bronzlaştıktan sonra ürüne bir şans vermek istedim. İyi ki de vermişim çünkü oldukça beğendim. Genel olarak yapısından ve benim deneyimim sonucu elde ettiğim fikirlerimden bahsedelim.

  • Ürün 30 ml ve kullanım süresi 12 ay.
  • Doğal bitişli bir fondoten
  • Full kapatıcı demesine rağmen bence orta kapatıcılıkta. Ama ürün miktarını arttırarak kapatıcılık arttırılabilir. Bunu yaparken maske gibi durmaması için öncelikle ürünü fırça ile uygulayıp, ardından nemli bir süngerle üzerinden geçerseniz çok daha doğal bir görüntü elde edersiniz.
  • Her cilt tipine uygun diyor. Bence de öyle. Çünkü ne çok pudralı ne de ıslak bitişli bir ürün. Kuru ciltler cildini iyi nemlendirerek rahatlıkla kullanabilirken, karma ve yağlı ciltler de üzerine pudralama gerektirmeden kullanabilir. Ciltte zamanla parlama yapmıyor çok fazla. Sadece gün sonunda bir miktar oluyor.
  • Kalıcılığı ise 6 saatten fazla. Yüzünüzde gün boyu kusursuz kalıyor. Özellikle temizlik yaptığım bir gün denedim ki, terden nasıl etkilendiğini görebileyim ve gerçekten bu konuda benden tam not aldı. Terleseniz dahi yerinden oynamıyor. Ama dediğim gibi gün sonunda biraz parlama yapabiliyor. Karma cildimde T bölgemde 6 saatin sonunda parlamaya neden oldu ki, bu iyi bir performans bence.
  • Sanırım tek olumsuz yanı parfüm içermesi. Fakat öyle çok yoğun değil. Açıkçası beni hiç rahatsız etmedi. Ama parfümlü ürün kullanmak istemeyenler için belirtmekte fayda var.
  • Bildiğiniz gibi Farmasinin ürünlerinde paraben vs. gibi zararlı sayılabilecek ürünler yer almıyor.
Farmasi Dudak Kalemi 208 Numara

Gelelim son ürünümüze. Farmasi dudak kalemi 208 numara çok tatlı bir pembe turuncu karışımlı renk. Dudağınızın rengine göre tonu değişiyor bir miktar. 

  • Öyle çok canlı ve belirgin renklerden hoşlanmıyorsanız sevebileceğiniz bir tonu var. Çok doğal bir renk.
  • Yaz kış kullanılabilecek bir ton. Ayrıca gece ya da gündüz her makyajda tercih edilebilir.
  • Dudakta duruşu mat. Örtücülüğü gayet iyi. 
  • Uygularken renk dudağınızda bir oraya bir buraya kaymıyor. kolay uygulanıyor.
  • Ucu ne çok sert ne de çok yumuşak böylece uygulama sonrası akma problemi de olmuyor.
  • İster tek başına ruj olarak, isterseniz de sadece dudaklarınızı çerçevelemek için kullanabilirsiniz.
  • Kalıcılığı da güzel çok çabuk çıkmıyor dudaktan. Ama gün içinde yine de tazeleme isteyebilir.
Evet benim Farmasi ürün deneyimim bu şekildeydi. Peki sizlerin kullanıp memnun kaldığı ya da kalmadığı Farmasi ürünleri var mı? Bizimle paylaşırsanız çok sevinirim.